İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Denim kültürü küratörü Lamia Aylin Çetinkaya, hem atık denim kumaşlarından yaptığı yastık kılıfı, çanta gibi ürünler hem de bir üründen iki işlev sağlayacak akıllı tasarımlarla denim sektöründen kaynaklanan çevresel etkileri azaltmaya katkı sunuyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'na (UNEP) göre bir kot pantolon üretimi için 3 bin 781 litre su harcanırken bu süreçte 111 kilometre araba kullanmaya veya büyük ekranda 246 saat televizyon izlemeye denk miktarda, yaklaşık 33,4 kilogram karbon emisyonu oluşuyor. Bu olumsuz çevresel etkileri tekstil endüstrisinde atık yönetimi, onarım, geri ve ileri dönüşüm ile azaltmak ise mümkün.

Denim sektöründe sürdürülebilirlik, geri ve ileri dönüşüm odaklı çalışmalar yürüten küratör Lamia Aylin Çetinkaya, sektördeki 35 yılı aşkın deneyimiyle, denim kültürünü sadece bir moda unsuru değil, çevresel ve etik bir dönüşüm alanı olarak ele alıyor.

Çetinkaya, markalar ve kumaş fabrikalarıyla işbirlikleri yaparak denim üretiminde çevresel etkiyi azaltmaya yönelik eğitimler veriyor ve sürdürülebilir koleksiyon geliştirme konusunda çalışmalar yürütüyor.

AA muhabirine denime olan merakının çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Çetinkaya, "7 yaşındayken annemin İspanyol paça bir denim pantolonu vardı ve dizden aşağısı açılan bir form olduğu için ben onu kendime kesip etek yaptım. Böylece denim serüvenim başlamış oldu." dedi.

- "En az 10 yıldır biriktirdiğim kumaşlar var"

En çok tekstil atığının, kumaşın ürüne dönüştürüldüğü aşamada meydana geldiğini belirten Çetinkaya, üretim aşamasında çıkan bu atıkları, çok küçük olsalar dahi atmadığını, şık ve katma değerli ürünler haline getirdiğini dile getirdi.

Bakan Yardımcısı Aydın, Kahta'daki bayramlaşma töreninde konuştu: Bakan Yardımcısı Aydın, Kahta'daki bayramlaşma töreninde konuştu:

Çetinkaya, atık denim kumaşlardan yaptığı tasarımlar hakkında şu bilgileri paylaştı:

"İlk önce atık kumaşlardan kumaşın cinsine, ağırlığına, yıkamasına ve tuşesine göre kendimce karar veriyorum, onları tasnif ediyorum. Karteladaki kumaş olsa dahi kartonlarından ayırıp kullanıyorum, mutlaka kartonlar da geri dönüştürülüyor. En az 10 yıldır biriktirdiğim kumaşlar var. Bir yastıktan tutun, atık derilerden de birleştirerek bir çantaya kadar, kalem kutusundan Amerikan servisine kadar her şeyi yapıyorum. Döngüsel ekonominin dinamikleriyle çalışıyorum ve akıllı tasarımlar üzerine üretimler de yapıyorum. Seyahat esnasında akıllılığıyla size yardımcı olabilecek bir denim ceket tasarladım. Bu ceket, form olarak katlandığı zaman 15-20 saniye içinde çıkarıp katladığınız ve fermuarını kullandığınız zaman çapraz asacağınız bir çantaya dönüşüyor ve önünde bir cebi var. Buradaki bütün malzemeler metal aksesuarlar da doğa dostu malzemelerden oluştu."

- "Döngüsel ekonomi açısından bakınca hiçbir atık problem değil"

Tekstil sektöründe lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişin yaygınlaşmasıyla tekstil sektöründen kaynaklanan çevresel zararların azaltılabileceği değerlendirmesinde bulunan Çetinkaya, "Döngüsel ekonomi açısından bakınca hiçbir atık problem değil. Aslında karşımıza çözümün başka bir parçası olarak çıkıyor. Tüketmek, insana atfedilen çok olumsuz bir sıfat. Bir de onu pazarlayarak başına 'bilinçli' ifadesini koydukları zaman bilinçli tüketici sanki olumlu bir şeye dönüşmüş oluyor. Aslında bizim bu tüketici sözcüğünden de uzaklaşmamız gerekiyor." diye konuştu.

Çetinkaya, atık oluşumuna neden olmamak için tüketicilerin hızlı moda akımından kaçınıp kişiye özel tasarımlar veya fonksiyonel ürünleri tercih etmesi gerektiğini vurguladı.

- "Alışkanlıklarımızı değiştirmemiz lazım"

Tekstilden kaynaklanan üretimi ve üretimin neden olduğu kirliliği azaltmanın yollarından birinin kullanıcıyı ikinci el alışverişe daha fazla teşvik etmek olduğunu kaydeden Çetinkaya, "Bizde ikinci eller maalesef daha çok az kullanılmış büyük markaların ürünleri olarak algılanıyor. 'Başkasının eskisini ben mi giyeceğim?' diye serzenişte bulunan müşterilerimiz çok oluyor ama biz Anadolu'da öyle bir kültürden geliyoruz. Zaten ailede herkes birbirinin küçülenini giyer, küçülmesine de gerek yok. Bedenler uyuyorsa 'Şuraya gideceğim, elbiseni alabilir miyim?' diye sorar. Yani bizde bu kültür vardır. Bunu tüketmeden sadece giysiye dönüştürecek alanda da belki alışkanlıklarımızı değiştirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Üretim aşamasında birçok işletmenin atıkları hatta eskiyen ürünleri imha etmek yerine ipliğe ve kumaşa dönüştürdüğünden bahseden Çetinkaya, işletmelerin hem kaynakları etkili kullanma hem de maliyet açısından denim üretiminde yeni teknolojilere ve çevre dostu ürünlere daha çok yöneldiğinin altını çizdi.

Denim değer zincirini oluşturan bütün paydaşların çevre dostu üretimde payı olduğunu ve 10 yıl önceye kıyasla teknolojiden çok daha fazla faydalandıklarını dikkati çeken Çetinkaya, "Günümüzde daha az su ve kimyasal kullanılıyor, daha akıllı sistemlerle düzgün pantolon kalıpları yerleştirilerek minimum kumaş sarfiyatı sağlanıyor, aksesuar kısmında da kolayca sökülüp takılan düğmeler tercih edilerek ürünün kullanım ömrü bittiğinde düğmeler atık olmaktan çıkarılıyor. Ayrıca ürünü tanıtan etiketler doğa dostu malzemelerden tercih ediliyor." diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: AA