İSTANBUL (AA) - Bayındır Söğütözü ve Kavaklıdere Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, zona aşı yaptırmadan önce döküntülerin geçtiğinden emin olmak gerektiğini belirterek, iki dozluk seriyi tamamladıktan sonra, aşının en az yüzde 97 koruma sağladığını ve bunun 10 yıl sürmesinin beklendiğini bildirdi.

Bayındır Sağlık Grubundan yapılan açıklamaya göre, zona, suçiçeği sonrası sinirlerde sessiz kalan "varicella-zoster" virüsünün yıllar sonra tekrar aktif hale gelmesiyle ortaya çıkıyor.

Hem deriyi hem de sinirleri tutan viral bir enfeksiyon olan zona, ileri yaştaki ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde yaygın olmakla her yaşta görülebiliyor.

Hastalığın şiddeti ve süresi bağışıklık durumuna ve yaşa göre değişebiliyor. Aşı ise zonadan korunmada etkili bir yöntem olarak gösteriliyor.

- "Aşı, hastalığın ve ciddi komplikasyonların önlenmesinde etkili"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Söğütözü ve Kavaklıdere Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, zonada en yaygın görülen komplikasyonun uzun süreli sinir ağrısı olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Zona aşısı, hem hastalığın hem de ciddi komplikasyonların önlenmesinde etkilidir. Zona aşısı, 50 yaş ve üzerindeki yetişkinlere ve bağışıklık sistemi zayıflamış 18 yaş ve üzeri bireylere önerilmektedir. Bağışıklık sistemi zayıf kişilerde hastalığın daha ciddi seyretme riski bulunduğundan aşı büyük önem taşır. Zona aşısı, iki dozluk bir seri olarak uygulanır. İkinci doz, ilk dozdan 2 ila 6 ay sonra yapılmalıdır. Bağışıklık sistemi zayıf ya da yakın zamanda zayıflaması beklenen kişilerde ikinci dozun 1 ila 2 ay sonra yapılması önerilir. "

Prof. Dr. Acar, yetişkinlerin üçte birinin yaşamları boyunca zonaya yakalanma riski altında olduğuna işaret ederek, hastalığı geçiren kişinin tekrar zona olabileceğini anlattı.

Aşının ise hastalığın gelecekte tekrarlamasını önleyeceğine vurgu yapan Acar, "Aşı olmak için zona geçirdikten sonra beklenmesi gereken belirli bir süre yoktur. Genel olarak aşı yaptırmadan önce zona döküntüsünün geçtiğinden emin olmak yeterlidir. İki dozluk seriyi tamamladıktan sonra, zona aşısı en az yüzde 97 koruma sağlar ve bu korumanın 10 yıl sürmesi beklenir." görüşlerini bildirdi.

Yapılan çalışmalara göre aşının koruma süresinin 20 yıla kadar devam edebildiğini aktaran Acar, çalışmaların aşının güvenli olduğunu, klinik verilerin, ciddi yan etkilerin nadir olduğunu ve çoğu kişide sadece aşı bölgesinde hafif ağrı veya birkaç gün süren halsizlik görüldüğünü gösterdiğini kaydetti.

- "İlk 72 saat içinde antiviral tedaviye başlanması önemli"

Bayındır Söğütözü Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuba Oskay da zonanın ortaya çıkmasında en önemli faktörün yaşlanma olduğunu belirtti.

Oskay, "Bağışıklık sistemini zayıflatan HIV enfeksiyonu, kanser, radyoterapi, kemoterapi ve organ nakli sonrası bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanımı gibi durumlar zona riskini artırabilir. Ayrıca, psikolojik travma, yoğun stres, düzensiz beslenme, sigara ve alkol tüketimi, yetersiz uyku gibi faktörler de hastalığı tetikleyebilir." değerlendirmesini yaptı.

Innovation Campus, 5 yılda Türkiye'de binlerce genci dijital dünyaya hazırladı Innovation Campus, 5 yılda Türkiye'de binlerce genci dijital dünyaya hazırladı

Hastalığın ilk belirtilerinin karıncalanma, yanma, batma ve hassasiyet hissi olduğuna dikkati çeken Oskay, şu bilgileri verdi:

"Bu belirtileri takiben şiddetli ağrı gelişir. Hastalar ağrıyı bıçak saplanır gibi veya kaynar su dökülmüş gibi tarif edebilirler. Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve hafif ateş gibi semptomlar da eşlik edebilir. Ağrı döneminden sonra, vücudun bir bölgesinde içi su dolu küçük küme halindeki kırmızı kabarcıklar ortaya çıkar. Genellikle vücudun bir tarafında görülen bu döküntüler bel ve göğüs kafesi bölgesinde yoğunlaşır. Göz, kulak ve yüzü etkileyen oftalmik zona en ciddi formlarındandır ve görme kaybına yol açabilir."

Hastalıkta erken tanı ve tedavinin hayati önem taşıdığının altını çizen Oskay, zonada ilk 72 saat içinde antiviral tedaviye başlanmasının, iyileşme süresini kısalttığını ve komplikasyon riskini azalttığını aktardı.

Özellikle risk grubundaki hastaların zona şüphelerinde vakit kaybetmeden dermatoloji uzmanına başvurması gerektiğini vurgulayan Oskay, hastalık boyunca döküntülerin kuru ve temiz tutulması ve ağrıyı azaltmak için doktorun önereceği ağrı kesici ve destekleyici tedavilerin kullanılması tavsiyesinde bulundu.

Kaynak: aa