İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Aileleri 1870'li yıllardan beri Kadıköy'ün Moda semtinde yaşayan ve İstanbul'un yerleşik Rum tebaasının bir parçası olan Yorgo İstefanopulos, bir asra yaklaşan ömrü boyunca vatanı olan topraklara hizmet etmekten hep mutluluk duyduğunu söyledi.

AA'nın "İstanbul'un Yüzleri" başlıklı dosyasının sekizinci haberinde, Kadıköy'de yaşayan Işık Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yorgo İstefanopulos, İstanbul'daki Rumların bugünkü varlıkları ile kentteki kültürel değişimi değerlendirdi.

Dünyaya 1944 yılında gelen İstefanopulos, ailesinin 1870'li yıllarda Osmanlı döneminde bir paşanın hizmetinde çalıştığını belirterek, "1870'lerde dedem gelmiş buraya, hatta dedemin babası gelmiş daha da öncesinde. Dedem kendisi, Mahmut Muhtar Paşa'nın köşkünde bütün ekonomik durumlardan sorumlu kişiydi. Biz de köşkün hemen yanında, bugün betonarme yapıda bulunan, o gün ise ahşap konak olan evde yaşıyorduk. Benim ve ailemin ömrü, bugün Hacı İzzet Sokak olarak bilinen bu adreste geçti." dedi.

Rum olmasının yanı sıra çok kültürlü mahallede büyüdüğü için komşularının Ermeni, Türk ve Rum asıllı olduğunu ancak hiçbir zaman onların etnik kökenlerine ilişkin bir ayrım gözetmediklerini veya yaşamadıklarını dile getiren İstefanopulos, "O mahallede kimsenin kökeni nedir, menşei nedir, sormaz bilmezdik. Rum mudur, Ermeni midir, Türk müdür yoktur. Bizim için insandır, arkadaştır, dosttur. Nitekim o yüzden benim Türkçem aynı anda ana dilim gibiydi. Rumca'yı da Türkçe'yi de orada öğrendim. Hiçbir ayrımcılık yaşamadım, hissetmedim." ifadesini kullandı.

- "Eskiden herkes birbirini tanıyordu Moda'da, şimdi herkes birbirine yabancı"

İstefanopulos, doğup büyüdüğü Kadıköy'ün geçmişe kıyasla bugün tanınamayacak hale geldiğini, özellikle büyüdüğü ve çocukluğunun geçtiği sokakların bugün çok daha kalabalık ve çok daha kozmopolit yapıya büründüğünü anlattı.

Özellikle toplu taşıma ve ulaşım araçlarının Kadıköy'ü daha merkezi yer haline getirdiğini ancak bu olumlu durumun, Kadıköy'deki yerleşik kültüre zarar vererek yok ettiğini söyledi.

Kadıköy'ün değiştiğini, tanınmaz hale büründüğünü anlatan İstefanopulos, şöyle devam etti:

"Kadıköy çok kalabalıklaştı. Cumartesi veya pazar günleri Bahariye Caddesi'nde artık yürüyemezsiniz. Sürüyle millet akımı var burada. O güzelim villalar, yemyeşil bahçeler, asırlık ağaçlar hepsi gitti, koca koca apartmanlar onların yerini doldurdu. Yolda, vapurda insanlar birbirlerine güler, selam verirken, bugün birbirine selam vermez oldular. Eskiden herkes birbirini tanıyordu Moda'da, şimdi dışarıda herkes birbirine yabancı. Metro, ulaşım araçlarının yaygınlaşması çok yararlı fakat Kadıköy'ün ruhuna zarar verdi."

İstefanopulos, özellikle Rumların oldukça yaygın yaşadığı yerlerden biri olduğunu söylediği Kadıköy'de bugün bu tebaaya ait nüfusun sayısının oldukça azaldığına, buranın yanı sıra kentteki Rum'ların sayısının da geçmişe oranla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.

1950'li yıllara kadar İstanbul'da Gökçeada ve Bozcada ile 110 bin civarında olan Rum nüfustan faal olanların bugün yaklaşık 1500 civarında olduğunu anlatan İstefanopulos, "Belki 200 kişi de yaşlılar yurdunda kalıyordur ama 1500 kişi dediğimiz yaşlılar grubunda olmayan, evinde hasta olan, çıkıp dolaşamayanlar var. Dolayısıyla faal olarak belki 1500'den az insanız. Bu kültürel mozaik kaybolma tehdidiyle karşı karşıya." ifadesini kullandı.

- "Burası benim vatanım"

İstefanopulos, 55 yıldır akademik hayatın içinde bulunduğunu, ABD'deki doktorası sırasında da her zaman Türk öğrencilerine ve Türkiye'deki eğitimin gelişimine katkı sağlamak için buraya dönmeyi hedeflediğine değindi.

Özellikle ABD'deki doktorasını yaparken okutman olarak bulunduğu süreç zarfında bile her zaman ABD'de kalması için kendisini ikna etmek isteyenlere karşı çıktığını aktaran İstefanopulos, "52 senedir Türk üniversitelerinde ders veriyorum. 33 sene Boğaziçi, 19 yıl Işık Üniversitesi'ndeyim. 3 yıl ABD'de doktoramı yaparken okutman olarak çalıştım ama ben onu saymıyorum çünkü vatanıma hizmet değil, Amerika'ya hizmetti. Kariyerime o da yaradı ancak her fırsatta ülkeme fayda sağlamayı, geri dönmeyi düşündüm." dedi.

İstefanopulos, doğma büyüme İstanbullu olmasına karşılık zaman zaman ismi nedeniyle yadırgandığını, yabancı olup olmadığıyla ilgili sorularla karşılaştığından bahsederek, şunları kaydetti:

"İsmimi gören bana 'Yabancı mısınız?' diye soruyor. Hayır değilim. Bu açıkçası biraz üzüyor. İnsanlar inanmıyorlar, sonradan Türk vatandaşı olduğumuzu sanıyorlar. 'Oturum kartınız var mı, nereden geldiniz, kimlik gösterin?' gibi sorular yöneltiyorlar."

Rumların 1955 ve 1964 yıllarında karşılaştıkları peş peşe provokasyonlar nedeniyle en çok nüfus kaybının o zaman yaşandığını hatırlatan İstefanopulos, kendi akrabalarının da Avrupa'ya veya Yunanistan'a göç ettiğini, bugünkü sayının bu kadar düşük olmasının temel sebeplerinden birinin de bu olduğunu söyledi.

Bugün her ne kadar Rumların sayıları azalmış olsa da burada kültürlerini yaşatabilmekten ve Türkiye'yi vatanları olarak görmekten asla vazgeçmediklerinin altını çizen İstefanopulos, sözlerini şöyle tamamladı:

Adıyaman'da iki otomobilin çarpıştığı kazada 5 kişi yaralandı Adıyaman'da iki otomobilin çarpıştığı kazada 5 kişi yaralandı

"ABD'de bulunduğum süreç zarfında Boston'da bir nikah töreni vardı konsoloslukta, ona katılmıştım. Bu tören, Amerika'da kaldığım 3 yılın sonlarına doğruydu. Oraya gittiğimde arkadaşlarım bana, 'Bundan sonra ne yapacaksın, kalmayı düşünüyor musun?' dediler. 'Memleketime döneceğim.' dediğimde şaşırmışlardı. Halbuki diğer arkadaşlarım orada kaldı. Kimilerine para daha cazip geldi, kimileri ise ailesini orada kurdu. Ben hiçbir zaman bu kararımdan pişmanlık duymadım çünkü burada çok mutluyum. Burası benim vatanım, terk etmeyi hiç düşünmedim, tek etmeyeceğim. Dünyadaki vaktimiz ne zaman dolar, Allah ne zaman terk et derse ancak o zaman terk edeceğim."

Kaynak: aa