Akademisyen maaşlarının son yıllarda dolar kuru, asgari ücret ve yoksulluk sınırı karşısında ciddi şekilde eridiğine dikkat çeken Ekmen, “Bu maaşlarla ne bilim üretebiliriz ne de beyin göçünü durdurabiliriz” dedi.
Ekmen, bir profesör maaşının 2014 yılında 6.64 asgari ücret seviyesindeyken bugün bu oranın 4.92’ye düştüğünü belirtti. Araştırma görevlilerinin maaşlarının ise yoksulluk sınırının altına indiğini ifade eden Ekmen, “Bugün bir baş aşçı ya da duvar ustası, bir profesörden daha fazla kazanıyor” diyerek durumu eleştirdi.
Düşük maaşların akademik dünyaya ilgiyi azalttığını ve beyin göçünü artırdığını vurgulayan Ekmen, “2023 yılında en az 12 bin akademisyen Türkiye’yi terk etti. Bu durum, Türkiye’nin inovasyon kapasitesini ve uluslararası sıralamalardaki konumunu olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
"İlk 500'de Üniversitemiz Yok"
Ekmen, ODTÜ URAP sıralamasına göre Türkiye’nin artık ilk 500’de üniversitesinin kalmadığını hatırlatarak, AR-GE yatırımlarının yetersizliğine dikkat çekti. “Türkiye, Avrupa’da AR-GE yatırımları konusunda sondan üçüncü sırada. Bu şekilde kalkınma hedeflerine ulaşmamız mümkün değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve ilgili bakanlıklara seslenen Ekmen, “Akademisyenlerin çığlığını duyun, taleplerini hayata geçirin. Eğitim sistemi bu şekilde ilerleyemez” diyerek çağrıda bulundu.