İSTANBUL (AA) - İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Oslo Üniversitesi, Emory Üniversitesi ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika Klinik Toksikoloji Derneği (MENATOX) işbirliğiyle "Metanol Salgını Farkındalık Sempozyumu" gerçekleştirildi.
İstanbul Medipol Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, Güney Kampüs Konferans Salonu'nda düzenlenen sempozyumda, metanol zehirlenmesinin epidemiyolojik haritası, fizyopatolojisiyle tanı ve tedavi yaklaşımları ele alındı. Ayrıca toplum farkındalığının artırılması, mevzuat düzenlemeleri, panzehir stoklarının yönetimi ve sevk zincirlerinin etkinliği gibi konular da masaya yatırıldı.
Sempozyumun başkanlığını İstanbul Medipol Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Semih Korkut üstlenirken, organizasyon komitesinde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İlknur Keskin ve Uluslararası Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mesut Yılmaz görev aldı.
Etkinlikte Oslo Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Klinik Toksikolog Prof. Dr. Knut Erik Hovda, MENATOX Başkanı Dr. Badria Alhatali ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Acil Tıp Kliniği Öğretim Üyesi ve Tıbbi Toksikolog Doç. Dr. Aynur Şahin konuşmacı olarak yer aldı.
Açıklamada etkinlikteki açılış konuşmasına yer verilen Doç. Dr. Semih Korkut, 27 yıllık meslek hayatı boyunca Türkiye'de ilk ve acil yardım sağlık hizmetlerinin geçirdiği dönüşüme tanıklık ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Mesut Yılmaz da metanol kaynaklı zehirlenmelerin küresel bir halk sağlığı sorunu haline geldiğine dikkati çekerek, "Yasa dışı yollarla üretilen ve sahte alkollere karıştırılan metanol, Orta Amerika'dan Güneydoğu Asya'ya birçok bölgede yıkıcı salgınlara yol açtı. Ne yazık ki Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde de benzer vakalar görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Metanol zehirlenmesinin optik sinir hasarı ve çoklu organ yetmezliği gibi ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan Yılmaz, maruz kalmayla teşhis arasındaki her saatin, hayatla kalıcı hasar arasındaki farkı belirlediğini anlattı.
Yılmaz, erken tanının ve etkili tedavi protokollerinin hayati önem taşıdığını belirerek, "Metanol bir canı Nairobi'de, Jakarta'da, İzmir'de ya da Oslo'da aldığında, bu kaybı hepimiz hissediyoruz. Bugün, ortak bir bilinçle harekete geçmenin ilk adımı olsun." ifadelerini kullandı.
- "Zehirlenme genellikle 12-24 saat arasında ortaya çıkıyor"
Prof. Dr. Knut Erik Hovda ise metanol zehirlenmesinin sadece ekonomik yoksullukla sınırlı olmadığını aktararak, bunun tüm dünyayı etkileyen bir tehdit olduğuna işaret etti.
Zehirlenmenin genellikle 12-24 saat arasında hatta bazen daha uzun sürede ortaya çıktığı bilgisini paylaşan Hovda, belirtilerin göğüs ve karın ağrısı, hızlı soluma, kusma, görme bozuklukları ile beyin hasarı şeklinde seyrettiğini aktardı.
Hovda, teşhisin geç konulmasının ölüm oranını artırdığını vurgulayarak, "Hasta bize zamanında ulaşırsa, ne kadar metanol almış olursa olsun, tedaviyle sağlığına kavuşması mümkün." ifadesini kullandı.
Metanolle mücadelede dört aşamalı bir zincirin önemine dikkati çeken Hovda, bu aşamaları "farkındalık, bilgi ve hızlı teşhis, etkili tedavi ve acil durum hazırlık planları" olarak özetledi.
Hovda, metanolün, sessiz ancak ölümcül bir silah olarak yayılmaya devam ettiğini anlatarak, bunu yalnızca sağlık profesyonellerinin değil, toplum liderlerinin, yasa koyucuların ve bireylerin ortak sorumluluğu olduğuna işaret etti.
Dr. Badria Alhatali de bu tür alkollerin vergilendirilmeden, denetim dışı yollarla üretildiğini, dağıtıldığını ve satıldığını vurgulayarak, metanol kaynaklı ölümlerin MENA ülkelerinde giderek arttığını belirtti.
Kültürel, dini ve yasal nedenlerle pek çok kişinin sağlık hizmetlerine başvurmaktan çekindiğine dikkati çeken Alhatali, son 25 yılda en fazla metanol salgınının Pakistan, İran ve Fas'ta görüldüğü, en yüksek can kaybının ise İran'da yaşandığı bilgisini paylaştı.