Kurban Bayramı: Adanmışlık ve Sevginin Anlamı

Kurban Bayramı'na yaklaşırken, kalplerimizi saran coşku ve heyecanla Hz. İbrahim'in (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail'in (a.s.) yüce adanışını yeniden anma zamanı geldi.

Abone Ol

Bu bayram, sadece bir kurban kesme ibadeti olmasının ötesinde, fedakârlığın ve sevginin en güzel örneğini sunan bir manevi şölendir. 

İslam'ın derin köklerinden beslenen bu kutlu gün, bizlere yalnızca ibadeti değil, aynı zamanda hayatın özünü ve toplumsal sorumluluklarımızı da hatırlatır.

Adanmışlığın Gözyaşları

Kurban Bayramı, Hz. İbrahim'in (a.s.) Allah'a olan sevgisini ve teslimiyetini göstermek için oğlunu kurban etmeye hazırlandığı o kutsal anı hatırlatır. 

Bu hikâyeyi her düşündüğümüzde, gözlerimizde hüzün ve hayranlık dolu yaşlar birikir. 

Hz. İbrahim'in (a.s.) ve Hz. İsmail'in (a.s.) Allah'ın emrine olan mutlak teslimiyetleri, kelimelerle ifade edilemeyecek bir fedakârlığın sembolüdür.

Kuran-ı Kerim'de bu yüce adanış hakkında şöyle buyrulmaktadır:

  • “Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, ‘Yavrucuğum’ dedi, ‘Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?’ Dedi ki: ‘Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.’” (Saffat, 102 - Diyanet Meali)

Bu sahne, insanlık tarihinin en büyük teslimiyet örneklerinden biridir ve bizlere, iman ve bağlılığın en yüksek mertebesini hatırlatır. 

Hz. İbrahim'in (a.s.) ve Hz. İsmail'in (a.s.) sergilediği bu fedakârlık, inananlar için bir ilham kaynağıdır. Bu ilham, bizleri kendi hayatlarımızda fedakârlık ve adanmışlık konularında derin düşüncelere sevk eder.

Sevgiden Doğan Cömertlik

Kurban Bayramı, sadece kurban kesmekten ibaret değildir; bu fedakârlığın derin anlamını kavramak ve ona göre yaşamak da önemlidir. 

Kurban etini ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, onların sofralarına bereket katmak, bayramın manevi güzelliğini artırır. Sevgi ve merhametle dolu kalplerimizle, ihtiyaç sahiplerine uzanmak, bayramın gerçek ruhunu yansıtır.

Kuran-ı Kerim'de cömertlik şöyle vurgulanır:

  • İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” (Bakara, 177 - Diyanet Meali)

Hz. Muhammed (s.a.s.) de cömertlik hakkında şöyle buyurmuştur:

  • “Müminler bir elin diğer eli nasıl koruduğu gibi birbirini korur.” (Buhari, Müslim)

Bu öğütler, bizlere toplumun en zayıf üyelerine karşı sorumluluklarımızı hatırlatır.
 
Kurban Bayramı vesilesiyle, çevremizdeki ihtiyaç sahiplerine el uzatmak, onların hayatına bir nebze olsun dokunmak, bayramın manevi anlamını derinleştirir.

Birlik ve Beraberliğin Sembolü

Kurban Bayramı, aynı zamanda birlik ve beraberliğin simgesidir. 

Aile büyüklerimizi ziyaret etmek, akrabalar ve komşularla bir araya gelmek, bu bayramın geleneklerindendir. Birbirimize sevgi ve saygı göstererek, dayanışma ve yardımlaşma duygularımızı pekiştirmeli, kırgınlıkları ve küskünlükleri geride bırakmalıyız. 

Bu günlerde barış ve huzurun hâkim olduğu bir ortam oluşturmak, bayramın ruhuna uygun olacaktır.

Kuran-ı Kerim, birlik ve beraberliğin önemini şöyle ifade eder:

  • “Bütün mü'minler kardeştir; öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'a gönülden saygı besleyip O'na karşı gelmekten sakının ki O'nun rahmetine erişesiniz.” (Hucurat, 10 - Diyanet Meali)

Hz. Muhammed (s.a.s.), birlik ve beraberlik konusunu birçok hadisinde vurgulamıştır:

  • “Müminler, bir binanın taşları gibi birbirini destekler.” (Buhari, Müslim)
  • “Birbirinizi sevin, birbirinizi hoş görün, birbirinize karşı cimri olmayın.” (Tirmizi)
  • “Birbirinize karşı alçakgönüllü olun, birbirinize karşı kibirli davranmayın.” (Ahmed)

Bu hadisler, toplum içinde sevgi, hoşgörü ve alçakgönüllülüğün önemini vurgular. Kurban Bayramı, bu değerleri yeniden hatırlamak ve hayatımıza dâhil etmek için mükemmel bir fırsattır.

Kıymetli okur,

Kurban Bayramı'nda kurbanlık hayvanların kesimi, dini bir vecibenin yerine getirilmesidir ve bu süreçte hayvanlara karşı merhametli ve saygılı olmak, İslam'ın öğretilerine uygun bir davranış biçimidir.

Kurban Kesiminde Merhamet ve Özen

Kurbanlık hayvanlar, Belediyenin belirlediği kesim yerlerinde ehil kişiler tarafından kesilmeli, hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. 

Kuran-ı Kerim'de de hayvanlara karşı merhametli olmanın önemi şu şekilde ifade edilmiştir:

  • “Allah'ın ismi anılmadan kesilen hayvanların etlerini yemeyin; çünkü bu, Allah'ın yolundan çıkmaktır.” (En’am, 121 - Diyanet Meali)

Bu ayet, kesim sırasında Allah'ın adının anılması gerekliliğini vurgularken, aynı zamanda hayvanlara saygının bir ifadesi olarak yorumlanabilir. Kesim işleminin İslam'ın öğretilerine uygun bir şekilde yapılması, hem dini bir gereklilik hem de etik bir zorunluluktur.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), kurban kesiminin nasıl olması gerektiğini şöyle anlatmıştır:

  • “Şüphesiz Allah her şeye karşı iyilik yapmayı farz kılmıştır. Bir hayvanı keseceğiniz zaman onu en iyi şekilde kesin ve keskin bıçak kullanın ki hayvana eziyet vermeyin.” (Müslim, Sayd ve Zebaih, 57)

Bu hadis, kurban kesiminin en az acı ile ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgular. Aynı zamanda, hayvanlara iyi muamele edilmesi gerektiği, onları kesim öncesinde de strese sokmamanın önemli olduğu ifade edilmektedir.

Kurban Kesim Yerlerinin Önemi

Belediye Veterinerlik Birimi, kurban kesim yerlerini kontrol ederek, kesim işleminin işkence ve vahşete dönüşmemesi için gerekli tedbirleri almalıdır. Bu, hem halk sağlığı hem de dini ibadetin doğru bir şekilde yerine getirilmesi açısından önemlidir. 

Kuran-ı Kerim'de, hayvanların Allah'a adanmış bir ibadet olarak kurban edilmesinin önemi şöyle belirtilir:

  • “Unutmayın ki, o kurbanların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Sizden Allah'a ulaşacak olan tek şey takvânızdır. Allah böylece o hayvanları hizmetinize verdi ki, sizi doğru yola ilettiği için tekbir getirerek Allah'ın büyüklüğünü ilan edesiniz!” (Hac, 37 - Diyanet Meali)

Bu ayet, kurbanın özünde takva ve Allah’a olan yakınlığı ifade eden bir ibadet olduğunu hatırlatır. Hayvanların kesim sürecinin de bu ibadetin ruhuna uygun şekilde yapılması, İslam’ın merhamet ve şefkat anlayışını yansıtır.

Evet, Kurban Bayramı, yalnızca bir ibadet olmanın ötesinde, fedakârlık, sevgi, cömertlik, birlik ve beraberlik gibi yüce değerleri hatırlatan bir manevi şölendir. 

Bu bayram, bu değerlerin özüne inerek, onları derinlemesine anlayarak ve hayatımızın her anında yaşayarak anlam kazanır. Bayram boyunca, birbirimize sevgi ve saygı göstermeli, dayanışma ve yardımlaşma duygularımızı daha da güçlendirmeliyiz. 

Kırgınlıkları ve küskünlükleri geride bırakarak, barış ve huzurun hâkim olduğu, samimiyet dolu bir ortam yaratmak, bayramın ruhuna en uygun davranış olacaktır. 

Kurban Bayramı’nın getirdiği bu güzel değerleri yaşatmanız dileğiyle, 

Kurban Bayramınız mübarek olsun!

Kalın sağlıcakla,