Ramanlı, Kürt meselesi ve çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, sürecin eksiklikleri ve geleceği hakkında görüşlerini paylaştı.
Ramanlı, Kürt meselesi konusunda söylenmedik söz kalmadığını ancak çözüm için hala yeterli irade olmadığını belirterek, "10 yıl önce başlayan çözüm sürecinde yapılan hatalar ve eksiklikler nedeniyle sürecin yarım kaldığını" ifade etti. Özellikle PKK'nın bütün Kürtlerin tek temsilcisi olarak kabul edilmesi gibi hataların örgütü şımarttığını ve süreci olumsuz etkilediğini vurguladı.
Ramanlı, "Bugünkü süreç Kürtlerin temel hak ve hürriyetlerinin iadesi süreci midir? Değildir." diyerek, mevcut sürecin sadece silah bırakmaya odaklandığını ve Kürt meselesinin temel sorunlarına çözüm getirmediğini belirtti. Örgütün silah bırakmasının Kürt meselesini çözmeyeceğini ancak çözüme giden yolu açabileceğini ifade eden Ramanlı, şiddetin çıkmaz bir sokak olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin tarihsel sürecinde iki büyük mağdur kitlenin olduğunu dile getiren Ramanlı, bunlardan birinin dindarlar, diğerinin ise Kürtler olduğunu söyledi. Dindarların sivil siyasetle mücadele ederek iktidara geldiğini belirten Ramanlı, Kürtlerin mağduriyetine kulak verilmesi gerektiğini ifade etti.
Ramanlı, "40 yıllık şiddetin en büyük mağduru Kürtlerdir." diyerek, şiddetin Kürtlere hiçbir fayda sağlamadığını ve çözümün barışçıl yollarla olması gerektiğini vurguladı.
Süreç içerisinde bazı kazanımlar elde edildiğini ancak bu kazanımların silah sayesinde değil, devletin kendini dönüştürmesi sayesinde olduğunu belirten Ramanlı, "Kürtlerin hakları konuşulurken ortaya atılan bölünme gibi korkular, üretilmiş korkulardır." dedi.
Ramanlı, son olarak, muhataplık konusunda meşru bütün aktörlerin bu konuda muhatap olduğuna vurgu yaparak, DEM Parti heyetinin HÜDA PAR'ı ziyaret etmesiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.