Ramanlı, soykırım suçu işleyen çifte vatandaşlarla ilgili kanun tekliflerinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi ve kanunlaşması için grubu bulunan siyasi partilere çağrıda bulundu. Ayrıca, Suriyeli ailelerin hukuki haklarının askıya alındığı ve kötü muameleye maruz kaldığı iddialarına ilişkin yetkili makamları harekete geçmeye davet etti. Ramanlı, basın toplantısını basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak tamamladı.

"Filistin’deki Soykırıma TBMM’nin Sessiz Kalmadığını Duyurmalıyız"

Sözlerine, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine karar verilen kanun tekliflerinin Meclis tatile girmeden önce görüşülmesi ve kanunlaşması için grubu bulunan partileri inisiyatif almaya davet ederek başlayan Ramanlı, şu ifadeleri kullandı:

“9 Temmuz günü Genel Kurul’da görüşülen ve bizim teklifimiz olan soykırım ve insanlığa karşı suçlara karışan çifte vatandaşların vatandaşlıklarının kaybettirilmesi ve soykırım suçunu işleyenlerin Türkiye'de de yargılanabilmelerinin önünün açılması yönündeki kanun teklifimizin görüşülmesi kabul edilmişti. Bugün itibarıyla kanun teklifimiz basıldı ve dağıtıldı. 158. sıra sayılı kanun teklifimiz, eğer mümkün olursa Meclis tatile girmeden Genel Kurul’da görüşülsün istiyoruz. Bu konuda bütün partilerin inisiyatif alması gerektiğini de biliyoruz. Kanun teklifimizin 9 aydır devam eden Gazze soykırımının daha fazla uzamasını belki engelleyecek, belki dünyaya örnek olacak bir adım olması açısından daha fazla geciktirilmemesi ve Genel Kurulun gündemine getirilip kanunlaşmasını istiyoruz.

Ümidimiz ve hedefimiz odur ki oy birliği ile bu kanun teklifimiz Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilsin. Evet, önünde başka teklifler var elbette. Ama bu kanun teklifimizin tıpkı diğer kanun teklifleri gibi öne alınması mümkündür. Bu konuda siyasi parti gruplarını inisiyatif almaya davet ediyoruz. Ve tek ses, tek yürek olarak Filistin’deki soykırıma Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sessiz kalmadığını dünya aleme ilan edelim istiyoruz. Bizim içimizdeki soykırıma karışan, insanlık suçu işleyen siyonistlerin de vatandaşlıktan çıkartılması ve yargılamalarının önünün açılmasını istiyoruz. Bu dünyaya da vereceğimiz çok güçlü bir mesaj olacaktır. Umuyor ve diliyoruz ki görüşülmekte olan kanun tekliflerinin yanı sıra bizim kanun teklifimizin de Meclis tatile girmeden önce kanunlaşmasıdır.”

"Suriyeli Sığınmacılara Zorla 'Gönüllü Geri Dönüş Formu' İmzalatılıyor"

Suriyeli ailelerin hukuki haklarının askıya alındığı ve kötü muameleye maruz kaldığı iddialarına da değinen Ramanlı, yetkili makamlara çağrıda bulunarak, “Geçtiğimiz haftalarda Kayseri'de mültecilere yönelik bazı saldırılar gerçekleştirilmişti. Kayseri'deki Sivil Toplum Kuruluşları’nın ve avukatların partimize iletmiş olduğu bilgilere göre; mülteciler sabah baskınlarıyla gözaltına alınmakta ve kendilerine zorla 'gönüllü geri dönüş formu' imzalatılmakta ve geri dönmeye zorlanmaktalar. Mülteciler keyfi olarak ülkelerini terk etmiş insanlar değildirler. Savaştan kaçtılar, can güvenliklerinin olmadığı ata topraklarını terk edip ülkemize geldiler. Evet, bu bizim için de sosyal bir problem, sosyal bir sorun... Bunun faturasını hep beraber ödüyoruz ama kendi yaşadıkları topraklar güvenli hale gelmeyinceye kadar, güvenli geri dönüşler oluşmayana kadar bu yükü hep birlikte yüklenmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.

Belgin İba’dan Mevlit Kandili Mesajı Belgin İba’dan Mevlit Kandili Mesajı

"Mültecilerin Hakları Korunmalı ve İddialar Araştırılmalı"

Ramanlı, mültecilerin de haklarının korunması gerektiğini vurgulayarak, “Geçtiğimiz günlerde Kayseri'de yaşanan bazı olaylar üzerine bütün mültecileri toplu şekilde cezalandırmaya yönelik ev ve iş yerlerini tahrip etmeye yönelik eylemleri hep beraber esefle izlemiştik. Bugün itibarıyla eğer bu iddialar doğruysa mültecilerin zorla geri gönderilmesine sebebiyet verecek uygulamaların eklenmesi facia olacaktır. Bugüne kadar bu yöndeki iddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda yetkili merciler tarafından yapılan bir açıklama yoktur. Bir an önce bu hususun açıklığa kavuşturulmasını diliyoruz. Mültecilerin de bizler gibi hakkının hukukunun olduğunu unutmayalım, diyoruz. Onların hakkını hukukunu çiğneyecek haksız uygulamalara imza atmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu iddialar araştırılmalı ve varsa görevini suiistimal eden görevliler hakkında da tahkikat yapılmalıdır.” dedi.

"Şiddet Yanlısı Olmadığımızı İspatladık"

HÜDA PAR’ın şiddet olayları ile ilişkilendirilmesine dair sorulan bir soruyu yanıtlayan Ramanlı, “Biz, dâhildeki sorunlarımızı şiddeti bir hak arama yöntemi olarak benimsemeden meşru ve sivil yöntemlerle çözebileceğine inanmış ve 12 yıllık siyasi geçmişinde bunu ispatlamış bir hareketiz. Hiç kimsenin bizi şiddet yanlısı veya şiddet ile ilişkili göstermesini asla kabul etmiyoruz. Ülkemizde dıştan aldığı teşvik ve fonlarla toplumu ifsat etmeye çalışan akımlar var. Bunlar zaman zaman ahlaksızlığı bir politik kimliğe dönüştürerek siyasal ahlaksızlık yapıyorlar, bunu da biliyoruz. Ama bunlarla mücadele etmek, toplumun değerlerine sahip çıkmak, toplumun manevi değerlerini, asıl kimliğini oluşturan değerlerini güçlendirmek elbette bizim görevimizdir. Ama bunu yaparken meşru vasıtalardan ve sivil siyaset alanından çıkmamamız gerektiğini biliyoruz ve topluma da bunu hatırlatıyoruz.” dedi.

"Bizi Şiddetle İlişkilendirmeye Çalışanlar Ahlaktan Nasipsizdir"

Ramanlı, “Toplumu ifsat etmeye çalışan akımların ifsada yönelik faaliyetlerini toplumun huzurunu bozucu davranışları engellemek elbette ki hukuk devletinde yetkili kurullarındır.” hatırlatmasında bulunarak, “Kimsenin görevini ihmal etmesine ve suistimal etmesine göz yumulmamalıdır. Elbette toplumumuzun değerlerini savunacağız. Ama bunu siyaset zemininde, sivil alanda ve meşru vasıtalarla yapacağız. Bizi şiddet olaylarıyla bir biçimde ilişkilendirmeye çalışan her kim olursa onlarla hukuk önünde hesaplaşacağız. Ama şunu da buradan açık ve net bir biçimde ifade etmek istiyorum. Tavrımız ve duruşumuz ilk günden beri belli olduğu halde bizi şiddetle ilişkilendirmeye çalışan, şiddet olayları ile ilintili göstermeye çalışan, bize hakaret eden, iftira atanlar da şuradan ilan ediyorum; ahlaktan da haysiyetten de şereften de nasipsizdirler.” diye konuştu.