Her kurumsal karar, bir şehrin geleceğini şekillendiren bir tuğladır.

Bu tuğlaların sağlam olup olmadığını, halkın yararına kullanılıp kullanılmadığını sorgulamak, bir köşe yazarının en önemli görevlerindendir. Hem olumlu gelişmeleri takdir etmek hem de yanlışları eleştirmek, gazeteciliğin temel ilkesidir.

Bu hafta, Batman Belediyesi'nin taziye yemeği kararının doğru olup olmadığını, şehrin çıkarları açısından değerlendireceğiz.

Batman'da taziye yemeklerinin yasaklanmasıyla ilgili alınan karar, toplumun derinliklerinde yankı uyandıran ve birçok tartışmaya neden olan bir konu haline geldi.

Ekonomik zorluklar gerekçe gösterilerek alınan bu karar, zaten zor durumda olan halkın tepkisini daha da artırarak, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki taziye yemeği geleneği, toplumumuzun en köklü ve anlamlı geleneklerinden biridir.

Acı günlerde omuz omuza olmak, insanlığın en temel değerlerinden biridir.

Taziye yemekleri de bu değerin bir yansımasıdır. Ancak ekonomik zorluklar, çoğu zaman bu geleneği sürdürmeyi zorlaştırmıştır.

Önceki kayyum yönetimi, taziye evlerine destek olarak bu zor günlerde insanların yanında olmuştu. Bu sayede hem ailelerin yarasına merhem olmuş hem de toplumsal dayanışmayı güçlendirmişti.

Belediye eş başkanlarının bazı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle birlikte bu kararı iptal etmesi ise birçok kesim tarafından halkın iradesine saygı göstermediği şeklinde yorumlandı.

Oysa kayyum yönetimi tarafından başlatılan bu hizmet, zor günlerde vatandaşlara destek olmak amacıyla başlatılmıştı.

Özellikle zor zamanlarda vatandaşların yanında olma amacını güden bu uygulama, halkın büyük takdirini kazanmıştı.

Taziye yemekleri, sadece bir gelenek olmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın bir göstergesi olarak, ekonomik durumu zor olan ailelere önemli bir destek sağlıyordu.

Belediye eş başkanları, bazı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri, dayanışmayı ve paylaşmayı güçlendirmeyi amaçlayan bir deklarasyonda, mali yükün yas sahibinden alınmasını işaret ediyorlar.

Aslında bu bildiriye imza atanlar da dahil, taziye evlerinde yemek yasağı gelse bile, geleneklere bağlılık nedeniyle misafirlere mutlaka yemek ikram edilecektir.

Bu durum, özellikle zaten zor durumda olan ailelere ek bir ekonomik yük getirecek ve toplumsal dayanışma duygularını zedeleyecektir. Bu da bildirinin amacı olan dayanışmayı güçlendirme çabasına aykırı olacaktır.

31 Mart seçimlerinden sonra göreve gelen eş başkanların, bazı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle birlikte aldığı bu talihsiz karar, beklenenin aksine büyük tepkiyle karşılaştı.

Yüzyıllardır süregelen bir gelenek olan taziye yemekleri, sadece toplumsal birlik ve beraberliğin bir simgesi olmakla kalmayıp, acı günlerde insanların birbirine destek olmasının bir göstergesiydi.

Bu geleneğin yasaklanması vatandaşa hem ekonomik bir yük getirmesi hem de toplumsal dokuya büyük zarar vermesi bakımından kabul edilemez bir durumdur.

Bu karar, insanlık değerlerinin geride bırakıldığı, sadece rakamların konuştuğu bir anlayışın ürünüdür.

Batman Belediyesi'nin taziye yemeği kararı, şehrin sosyal dokusuna büyük zarar vermektedir. Bu karar, adeta şehrin temel taşlarından birini sökmek gibidir.

Demokratik bir yönetim iddiasında bulunan belediye, böyle önemli bir kararı halka danışmadan ve kapsamlı bir tartışma başlatmadan alarak demokratik ilkelere aykırı davranmıştır.

Bu karara imza atan bazı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ise taziye yemeklerinin sadece ekonomik boyutunu değil, aynı zamanda toplumsal birliği güçlendirmedeki rolünü de göz önünde bulundurarak daha sürdürülebilir çözümler önermeliydi.

Kökleri tarihe dayanan bu geleneği, vatandaşlarımızın yararına olacak şekilde dönüştürmek mümkünken neden yasaklıyoruz?

Bu karar, sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda toplumun ruhunu inciten ve geleceğe dair kaygılar uyandıran bir adımdır.

Taziye yemekleri, sadece yemekten ibaret değildir; o, acıda birleşme, umuda tutunma ve dayanışmanın bir simgesidir. Bu kararla, toplumun kalbinde derin yaralar açılmıştır. Bu yaraları sarmak ve geleceğe umutla bakabilmek için bu karardan dönülmelidir.

Taziye yemeklerinin yasaklanması yerine, halkın yükünü artıran yasaklar yerine, bu geleneği sürdürmek için yeni ve daha uygun çözümler üretilmelidir.

Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ortak projelerle taziye yemeklerinin maliyetini düşürerek, bu geleneğin sürdürülebilirliğini sağlayabilirler.

Daha önceki dönemde başlatılan mahalle buluşmalarına benzer şekilde, halkın katılımıyla yapılacak çalıştaylarda bu konuda ortak bir çözüm üretilebilirler.

Bu karar, sadece bir geleneği değil, aynı zamanda toplumsal hafızamızın ve kimliğimizin önemli bir parçasını yok etme tehlikesiyle karşı karşıya.

Batman'daki diğer siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve kanaat önderleri, bu kararın iptali için ortak bir çağrıda bulunmalıdır.

Bu yanlış kararı geri almak ve geleneklerimizi gelecek nesillere aktarabilmek için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.

Unutmayalım, gerçek sosyal belediyecilik, halkın sesini duymak ve halkın yanında olmaktan geçer.

Kalın sağlıcakla,